PRANGALARDAN KURTULMAK

Geceleri bir ses böler uykunu, uyanırsın, nefes alıp vermelerini duraklatır, ses ararsın dikkatini verip sessizliğe, ne seslenen vardır ne de bir tıkırtı. Artık uyku gider, yerini uğultular, düşünceler alır. Seni terk etmesini istediğin hüzünler, sıkıntılar dikilir karşına, hani az önce uykuya dalarken dua edip kurtulmak istediğin…

Karanlığın ortasındasındır tek başına, o an yanına birisi gelecek diye ödün kopar, yalnızlıktır seni eski haline geri döndürecek olan.

Uzak kalmak istersin her şeyden, herkesten…

Miden de nasıl yanıyordur kim bilir, içtiğin sigaradan, çaydan…

Yine bir demli çaydır belki seni hayata bağlayacak olan, üşenmeden kalkıp demlersin, müzik fonu olur bardakla kaşığın şıngırtısı…

Gece yavaş yavaş anlam kazanmaya başlar, muhasebe zamanıdır…

Her içtiğin yudum sanki senden sıyrılıp giden iç sıkıntıları gibi iner midene.

Ben nerde yanlış yaptım? Demeye başladığın an zaten bitmiş sayarsın geceyi. Uykusuz kalmışsın ne gam?

Düşündükçe geçmişi, bir bir ayırt etmeye başladıkça iyi ile kötüyü, birbirine dolaşan ip yumağını çözmeye başlamış hissi verir sana.

Tek tek ve özenle yerleştirdiğin bir puzzle parçalarının en sona kalan üç-beş parçasını yerleştirecek yer bulamadığın gibi yeniden dağıtıp tekrar baştan başlamak gibi bir durumla da karşı karşıya kalırsın.

Uzun gecelerden hastalar şikâyetçi olur, birde sıkıntıları ile baş edemeyen insanlar.

Ceplerindeki eşyalar önemli ise yavaş gideceksin, eşyalar değil de gitmek istediğin yere erken varmak önemli ise, boşaltacaksın ceplerini.

Herkes görmek istediği rüyayı göremez, yaşamak istediği hayatı yaşayamadığı gibi. Geçmişin korkularını atamamışsanız içinizden, korkular rüyalarınız olur, kâbus gibi çöker üstünüze.

Belki kitaplığınızda tozlanmış bir kitap, belki sokakta oynaşan çocuklar, ya da avını saatlerce bekleyen bir kedi ilham verir size.

Tarih sayfalarında okuduğunuz savaş enkazından kalkıp dünyaya örnek olan bir devletin yükseliş merhalesi ışık tutar yeniden başlamak için hayata, kim bilir?

Ne kadar ağır olursa olsun imtihan, altından kalkmanın bir yolu vardır mutlaka.

Tersinden okumak için bir sırdır belki yaşananlar, bir işaret, bir giz…

Yaşadığınız zaman mutlu olduğunuz yaşantılarınız mı sizi geleceğe ve hayata bağlıyor, yoksa çektiğiniz sıkıntılar mı?

Peşinden koşup gençliğimizi heba ettiğimiz güzelliklere bakıp “Ne boş işlerle uğraşmışım?” diyorsak şayet ve imkânsızsa o günleri geri getirmek, acılar birer merdiven olmalı ders çıkartılmış…

An’ı yaşayıp geleceğe umutla bakabilmek için:

Sil baştan başlamak gerek bazen, hayatı sıfırlamak…

{fcomment}


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir