TÜSİAD O Bildik Tavrı İle Gene Sahnede


Kendilerini ülkenin hamisi olarak gören tuzu kuru sermaye ağababaları, yıllardır kangren haline gelmiş eğitim sorununa atılacak olan en önemli neşterin vurulmamasını talep ediyor..  Etsin zırvalamak da bir haktır. Haberin devamı:

TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, demokratik, ekonomik ve sosyal yönden gelişmiş bir ülke olma yolunda, eğitim reformunda önceliğin yaratıcılık, yenilikçilik, eleştirel düşünme, araştırma, analitik ve yabancı dil becerileri yüksek gençler yetiştirme olması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, “Çocuklarımızın iyi birer dünya vatandaşı olmaları için çevre bilinci, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok kültürlülük gibi konularda da erken yaşlardan itibaren eğitilmeleri önem taşımaktadır. Demokratikleşme süreciyle

iyi eğitimli, çoğulcu, özgürlükçü niteliklere sahip bir topluma ulaşmak ana hedef olmalıdır. TBMM’ye sunulan kanun teklifinin ise bu hedeflere nasıl hizmet edeceği şüphelidir” denildi.

8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçildikten sonra ilköğretime erişimde sayısal sorunların önemli ölçüde aşılmakla birlikte, kaliteli eğitim verilmesi, okula düzenli devam ve ilköğretimi tamamlama konularında sıkıntıların devam ettiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Dolayısıyla temel eğitimde öncelik, “nitelikli bir eğitimin, eşitlik çerçevesinde” tüm çocuklarımıza sunulması olmalıdır. Katılımcı ve kapsamlı bir müzakere süreci işletilmeden gündeme getirilen söz konusu kanun teklifinin ise birçok açıdan sakıncalar barındırdığı görülmektedir. Zorunlu eğitimin süresi uzatılırken okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması büyük önem taşımaktadır. Kanun teklifinde bu yönde bir düzenleme yapılmadığı gibi, zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması kararı için de herhangi bir takvim öngörülmemiştir.

Hızlı teknolojik değişimler, toplumdaki herkesin bu değişime ayak uydurmak için temel eğitimlerinin ve becerilerinin güçlü olmasını gerektirmektedir. Bu husus, rekabet gücümüzün artması bakımından önem taşımaktadır. Kanun teklifiyle mesleki yöneltme ve yönlendirmenin erken yaşlara çekilmesinin; temel eğitim ve becerilerin yetersiz kalması ve bilinçsiz meslek seçimleri gibi riskleri bulunmaktadır. Ayrıca bu düzenleme, mesleki yönlendirmeyi geciktirmeye ilişkin diğer AB ülkeleri politikaları ile de çelişmektedir. Bunun yanında çıraklık yaşının 11’e indirilmesi sonucunu doğuracak bir düzenlemenin sakıncaları da dikkate alınmalıdır.  Son yıllarda ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki payının önemli ölçüde yükseldiği de düşünüldüğünde, verilen eğitimin niteliğine öncelikle odaklanma gereği açıktır”.

TÜSİAD’ın açıklamasında, teklifte, ilköğretimi iki kademeye ayırma ve ilk kademe sonrasını açık öğretimle ilişkilendirme yönündeki düzenlemelerin özellikle kız çocuklarının eğitime katılım ve okula devamları açısından yaratabileceği sakıncaların ayrıca endişe verici olduğu belirtilerek, “Bunun yanında, ilköğretim birinci kademeden ikinci kademeye geçişin yeni bir merkezi sınav modelini beraberinde getirip getirmeyeceği de belirsizdir. Sonuç olarak; TBMM gündemindeki kanun teklifi mevcut durumdan dahi geriye gidişe yol açacaktır; Türkiye’nin ihtiyacı olan eğitim reformu bu değildir. Bu çerçevede, teklifin gündemden çıkarılması ve eğitim sistemimizde reformların bilimsel dayanakları sağlam, mevcut kazanımları dikkate alan ve nicelik ile nitelik sorunlarını çözmeye yönelik bir yaklaşımla ve katılımcı bir süreçle gerçekleştirilmesi gereklidir” ifadeleri yer aldı.

 

{fcomment}


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube