İktidar yanlış yaptı! (Diriliş Postası-07.04.2025)

Yargı, önümüzdeki seçimde iktidara rakip olacak en önemli adayı devre dışı bıraktı.
Adamın kapı gibi diploması vardı. Yok sayıldı. Ne olmuş usulsüz almışsa?
Diplomasının olmadığını iddia eden ilk gazetecinin ölümü bilinmezliğini koruyor olsa da…
İktidar partisi kendisine güvenseydi, en güçlü rakibinin geçmişine bir sünger çeker, başa baş mücadele yöntemini seçerdi.
560 milyar liranın ortadan kayboluşu konuşuluyor günlerdir.
Gazetelerden alınan bilgilere göre:
Bu meblağ ile;
- 25 adet TCG Anadolu (L-400) savaş gemisi
- 13 adet Atatürk Barajı
- 157 adet MMU (Millî Muharip Uçak) KAAN
- 17 adet Yavuz Sultan Selim Köprüsü
- 12 Avrasya Tüneli
- 14 Marmaray Hattı (Boğaz’ın altından tüp geçişle birlikte)
- 41 Kuzey Marmara Otoyolu
ve daha nice hizmet milletin kullanımına sunulabilirdi.
İktidar bu hizmetleri zaten yapabiliyordu.
Bunları görmezden gelebilirdi.
Hem zaten bunlar da iddia, henüz ispat edilmiş değil.
Her ne kadar İmamoğlu’na yakın-uzak birçok insan itirafçı olsa da…
Kamera ve ses kayıtları olsa da…
Bu iddialara inanmayan çok bilmiş, aydın, entelektüel, çok iyi okullarda okuyan insanlar var mesela…
Onlara kulak verilmeliydi.
Tarafsız yargıya değil, tarafsız gazetecilere hiç değil. İmamoğlu’nun besleyip büyüttüğü kim varsa onlara kulak verilmeli; mesele hallolmalıydı.
Onlar her şeyi biliyordu.
Onların bildiği, mahkeme kararından daha önemli değil miydi?
Düşünsenize, ODTÜ mezunu olmayan bir savcı ne bilir kimin çalıp kimin çalmayacağını?
Milletin alın terini çalan birini savunmak için ahlâka ne gerek var? İyi okulları kazan yeter.
Birkaç gazete var ülkede, birkaç televizyon kanalı…
Tarafsız, ilkeli, kalemini ve mikrofonunu asla satmayan insanlardan teşekkül eden kurumlar bunlar.
Bunlar kendi tarafındakileri savununca tarafsız oluyorlar, diğerleri kimi savunursa savunsun satılık… Bunların hikmetinden sual olunmaz.
Belediyeden ve yurt dışından fonlanınca kalemleri satılık olmuyor!
Bunlarda böyle bir sihir var ve bunlar ne derse “doğru” kabul edilmek zorunda.
İsrail’e destek veren firmaları boykot edince “koyun” oluyorsun, yerli malını boykot edince “vatansever” oluyorsun.
Onların vatanının hangisi olduğuna sen karar ver.
TRT’de çalışan bir oyuncu TRT’yi boykot edince işten atılmaması gerekir ama kendi yaptıkları boykota sessiz kalan bir oyuncunun kendi belediyelerindeki programları hemen iptal edilir.
Bunların tarafsızlığı tüm dünyaya örnek teşkil etmeli ve okullarda ders olarak okutulmalıdır.
Milletin malını çalana destek olmazsan senden âlâ koyun yoktur.
İktidar, işte bu tarafsız, aydın, entelektüel, çalıp çırparak ülkeye adalet getirmeye çalışan arkadaşların en önemli elemanlarını devre dışı bırakarak kendisine alan açmaya çalışıyor.
Yapmayın, salın küçük enişteyi de görelim boyunun ölçüsünü…