Boynumdan dökülen kola (Hikâye)


Boynumdan Dökülen Kola (Hikâye)
Hiç unutmam seksen 4 sene önceydi.
Arkadaşın boynuna birkaç damla soğuk su dökmüştüm şaka yollu, kızdı, sinirlendi ve gülüşüp tatlıya bağladık konu da kapanmıştı. Tatlıya bağladık derken birkaç damla su döktükten sonra künefe ya da halka tatlı yemeye gitmedik tâbi. Konuyu güzelce kapattık anlamında…
Açıklama yapayım da neme lâzım birine daha şaka yapacağımız tutar, haydi kadayıf yemeye falan der, aman deyim…
Gel oldu git oldu bu arkadaş mutfaktan sofraya gelirken kola getiriyor, tâbi o zamanlar kola boykot ürünü değil, aslında asırlardır boykot olması gerekiyor da, konumuz bu değil. Sofrada otururken bu arkadaş tepemde dikiliyor…
Ben yerde oturarak yerim yemeği, masada pek sevmiyorum mecbur kalmadıkça, Allah mecbur etmesin.
”Yerde yemek yemek hem sünnet hem de seviyorum daha rahat ediyorum.” demiştim de illâ masada yemek yeme olayına kılıf bulmaya çalışan arkadaşın biri valla kim olduğunu şuan hatırlamıyorum, geçenlerde dedi ki…
Sağ dizini karnına doğru dikip mideyi küçültmek zorundasın yoksa sünnet olmaz…
Oturarak karnı küçültmek sayılmıyor ya… Hey Allah’ım…
Bak sinirlendim şimdi.
Masada yemek daha çok hoşuma gidiyor dese yağları eriyecek sanki. Kendi çağdaşlığına kılıf bulmaya çalışırken güya benim fikirleri çürütecek.
Kavgada dayak yiyen yatağa yatınca keşke şöyle vursaydım keşke böyle vursaydım dermiş benimki o hesap. Ama o zaman da cevap verdim de siz bilmiyorsunuz diye yazdım buraya.
Boynumda buz gibi bi’şey hissettim sofrada otururken…
Sırtıma doğru aktı ama nasıl ürperdim.
Tam sinirlenecektim ki hemen benim de ona yaptığım aklıma geldi sakin olmaya çalıştım.
Sonra bir baktım ki boynumdan aşağı su değil kola döküyormuş meğer.
Nasıl yani dedim?
Evde de misafirler var, kıpkırmızı oldum.
Sen şimdi kola mı döktün boynumdan dedim.
Evet, ne var ki, sen dökünce iyi de ben dökünce kötü mü oluyor? dedi.
İyi de ben su döktüm, senin döktüğün kola, şekerli ve hem de asitli dedim.
Sonra orada bulunanlara;
İşte böyle bu, kendi yapınca bi’şey olmaz biz yapınca böyle kızar dedi.
Bunu niye anlattım şimdi durup dururken?
İnsanlar diyorum size herhangi bir iyilikte bulunduysa atıyorum maddi olarak düşünürsek, yüz liralık bir iyilikte bulunduysa sizin yüz liralıktan fazla iyilik kapasiteniz varsa karşılık olarak en az yüz liralık iyilikte bulunun.
Bu örneği maddi konu dışına çıkarak diğer iyilikleri düşünerek ona göre ölçüm yapabilirsiniz.
İyi de bu konuyla senin deminden beri kafamızı şişirerek anlattığın konu aynı mı Allah aşkına? dediğinizi duyar gibiyim…
İnsanî ilişkilerde de mütekabiliyet dûsturu geçerlidir, sadece devletlerarası ilişkilerde değil.
Sen daha iyi ol, daha kötü değil.
Sen ondan daha az kötü ol, daha çok değil.
Önce kola dökenin boynuna su dök meselâ…
M’S

 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube