Seksen Dördüncü Tosuncuk Vakası (anı)


SEKSEN DÖRDÜNCÜ TOSUNCUK VAKASI (ANI)
Hiç unutmam,
Üniversite hayatı bitti, mesleğe atıldık, artık elin eline bakma aşamasını geçtik, kendimiz para kazanıyoruz bölümüne girdik.
Tabi önümüzde kocaman bir hayat var, parayı zor kazanıyoruz ve o yaşımıza kadar da doğru düzgün para görmedik…
Tasarruf da etmemiz lâzım. Çarçur oluyor bir yere bağlamazsan para.
Arkadaşlarla oturduk, ayakta mıydık tam hatırlamıyorum, geçmiş gün yalan olmasın.
Oturuyorduk galiba…
Parayı nerede değerlendirelim? sorusuna cevap arıyoruz.
Aslında kafa zehir gibi ticaret neyin yaparım da, ticarette yalan söylemeden para kazanan çok az olduğu için, gerek yok yalana dedim.
Yalan söylemeden ticaret yap dediler, parayı görünce insan yalan söylemeden durabilir mi diye düşündüm, duramaz…
Yok dedim gerek yok ticarete.
Kafa zehir deyince hemen inanmayın, babam üç ay bakkala koydu beni yaz tatilinde, üç ayda batırdım bakkalı, sen oku en iyisi dedi.
Bizim Kayseri’de kafası çalışmayan okur, diğer şehirlerde kafası çalışan okur, okullarda bizim kafası çalışmayanla, diğer şehirlerin kafası çalışanları aynı sıralarda otururlar.
Hayır be, size demiyorum, diğer şehirler diyorum.
Neyse işte, oturduk arkadaşlarla konuşurken, birisi dedi ki adını burada vermeyeyim, bir finans kurumu var, oraya yatıracağım ben parayı dedi.
Açtık verdikleri kâr payını hesap ettik, normal gavur bankalarının verdiği faiz ile hemen hemen eşit. Ve zarar da ettirmiyor hiç müşteriye.
Hani kâr zarar olsa, bir nevi faizden kurtulursun.
Diğer finans kurumları daha az kâr veriyor ve zarar de edebiliyor müşteriler.
Arkadaşa dedim, senin iş olmaz o resmen faiz.
Yok dedi ben ona yatıracağım. İyi dedim ben de döviz alırım durur bir köşede.
Bu kadar gürültü ettiğime bakmayın, Ecevit dönemindeyiz ne kadar artabilir ki maaştan ve ne kadar dolar alabilirsin?
Ben döviz aldım, arkadaş o finans kurumuna yatırdı altı ay sonra onun döviz benimkini epey geçti kâr payı olayıyla ilgili.
İkiye bir beni ikna etmeye çalışıyor, gel bak pişman olacaksın ileride, senin para yerinde sayıyor diyor…
Tabi ben yer miyim? Yemem…
Gavur bankası ile aynı kâr payını veren faizdir param cebimde dursun, yerinde saysın daha caizdir diyorum.
O zaman da vardı bende kafiye bulma olayı.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Anayasa kitabı havada Ecevit denilen adamın kafasında seyri sefer ederken arkadaşın finans kurumu battı, onun paralar gitti, benim döviz kaça katladı bilmiyorum… Epey arttı yani…
Arkadaşa bilmem nereden tatil, devremülk gibi bir şey verdiler yıllar sonra, hâlâ alamadı galiba parasını…
Yani demem o ki, bu ülkenin insanı o tecrübeyi yaşadı, tosuncuk tecrübesini yaşadı şimdi de kripto para ile imtihan oluyor…
Oturduğun yerden, alnın terlemeden kazansan bile onun ne meymenetini göreceksin? Bak eleman kaçmış, kaçar tabi, ne olacağı da?
Alt tarafı internet sitesi, giriş yapamadığın an bitiksin Karun olma hayali kuran akıllı guzum… Çay varsa ağşamınan içelim…
M’S


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir