YATTIĞIMIZ YERDEN ACI ÇEKMEK
Ak Partinin oylarının düşmesiyle sonuçlanan seçim geride kaldı.
Seçim sonucuyla ilgili herkes kendine göre yorumlar yapıyor, işin içinden çıkmaya, fikrini beyan etmeye çalışıyor.
Aslına bakarsanız Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa Ak Parti biter diyenler ve ne olursa olsun biz gene tek başımıza iktidarız diyenlerin her ikisi de bu seçimde yanıldı. Hayır, sonucun çok olumlu olduğunu söylemeyeceğim, bir durum tespiti yapmaya çalıştım.
Yapılan eleştirileri bir havuzda toplamaya çalıştığımızda gördüğümüz manzara ürkütücü ve bir o kadar da suçu başkasında arama rahatlığı.
Kime sorarsanız sorun, aldığınız cevap:
Ak Partililer çok şımardı,
Liyakatsiz insanlara görev verildi,
Vekil seçiminde burnunun dikine gitti,
İktidar sarhoşluğundan ayılamadı,
Kimi getirsek seçtiririz mantığıyla hareket etti vs.
Bunlar yanlış mı? Hayır! Mutlaka doğru.
Yanlış olan ne peki?
Bunu diyenlerin hemen hepsi de aynı şımarıklığı yaptılar ve burunlarından kıl aldırmadılar.
Herkesin suçu bir başkasında arama savaşına girmesi.
Benim bir oyum var verir geçerim, zahmetini de bi’zahmet koltuk kapanlar, vekil olanlar çeksin diyenlerin, yapıp ettikleriyle partiye de davaya da zarar verenlerin, üzerine toz kondurmamaları manidar.
Madem bu ülke hepimizin, madem davamız büyük, madem batarsak hep birlikte batacağız, madem zalim babamız da olsa mazlumun yanında yer alacağız…
Hamasi nutuklar peşinde koşmak, koşarken sırtına bir heybe verelim diyeni elinin tersiyle itmek bu olsa gerek.
Ben kendi adıma, acaba hangi yazımda bir kişiyi davadan uzaklaştırdım, acaba hangi sarf ettiğim bir sözle müjdelemedim, nefret ettirdim derdine düşüp kaç gündür sosyal medyada özeleştiri yaparak kendimi tartmaya çalışıyorum.
Bu iyi bir şey mi bilemem ama öyle olması gerektiğine inanıyorum.
Sonuçlar açıklanmış, ortalık toz duman…
Ülkenin her yerinde oy kaybı var.
Millet yükleniyor doğuda Kürtlere, Anadolu’da Saadet Partililere MHP’lilere…
Aynanın karşısına geçip de, ben nerede hata yaptım, bu insanların benden uzaklaşmasına nasıl bir katkıda bulundum? Diyen yok.
Ben bu davanın neferi değil miyim, yalnızca koltuğu kapanlar mı hizmet edecek, bana da klavye mücahitliği dışında görev düşmüyor mu? Demedik, diyemedik.
Rahatımızın kaçmasını istemedik. Nasılsa iki büyük adam var, bu işi kotarır deyip, yan gelip yattık.
Şimdi toparlanmaya bile mecalimiz yok.
Yattığımız yerden zafer kazanmayı beklersek sonucun acısını yaşamak için yerimizden kalkamayız.
Şakşakçılıktan kurtulup elimizi taşın altına koymalıyız artık.
Yan gelip yatana hiçbir kitap zafer va’detmiyor!


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir