muh
 
 
BİR MUHALİFİN İÇ SESİ
Yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada hüküm sürüyor “karnından konuşma” olayı. Eskiden de böyleydi şimdi de böyle.
İnsanlar diyeceklerini açıkça söyleyemiyor. Kimi kaygılar nedeniyle açık ve net olmak yük geliyor insanlara.
Bu, net tavır sergileyemeyen insanlara da; yobaz, takıyyeci, karnından konuşan gibi benzetmeler yapılıyor.
Ülkemizde kendilerini muhalif olarak konumlandıran kesimin sözcüsü olsaydım ve bana açıkça konuş derdin ne? demiş olsalardı sanırım şunları derdim:
– Benim derdim hükümetin yapıp ettikleri değil, ben açıkça İslam karşıtıyım ve Müslümanların ülkemizde iyi iş başarmaları beni çileden çıkartıyor.
– Namaza da karşıyım, oruca da karşıyım, başörtüsüne de karşıyım ve nerede bir muhafazakâr görsem kan beynime sıçrıyor.
– Önceleri devletin kanunları var onlara uyacaksınız falan deyip özgürlüğün kısıtlanması hoşuma gidiyordu, şimdilerde birileri bana devletin kanunlarından söz ettiği zaman yerimde duramıyor, bunalıyorum.
– Vatansever ve milliyetçi olduğuma bakmayın, gerekirse PKK ile işbirliği yapıp bu hükümeti düşürmek için varımı yoğumu, onurumu, şerefimi iki paraya satarım.
– Askerden medet umma devrinin bitmiş olmasına kimse ben kadar üzülemez.
– Eskiden bakanları bile ben atardım, şimdi kendi işime bile eleman alırken çekiniyorum.
– Ormanlar yakılırdı, yerine oteller dikilirdi biz otellerde içerdik, eğlenirdik. Yanan ve kesilen ağaçlar umurumda olmazdı, şimdi kendimi kıçı açıkta kalmış maymun gibi hissediyorum.
– Biz rahatça başörtülü kadınların başlarındaki örtüyü, ikna odalarında açıyorduk, gerekirse zor kullanıyorduk, başörtülülere mecliste hadlerini bildiriyorduk, şimdi elimizden kadehimizi almadıkları halde bir yolunu bulup, içmemize engel oluyorlar diye zırlamak istiyorum.
– Dünyanın neresinde olursa olsun, bu hükümetin desteklediği herkese karşı aşırı bir kinim var o yüzden darbecileri de desteklerim, her gün yüzlerce kişinin öldürülmesi de benim vicdanımda karşılık bulmaz.
– Ekonomi iyiye gidiyormuş, yollar yapılıyormuş, köprüler yapılıyormuş, dünyada kriz varken bizim ülkemize teğet geçiyormuş, bu beni sinir krizlerine sokuyor.
– Bunlar da çalıyor, bunlar da hortumluyor, bunlar da ülkeyi soyup soğana çeviriyor, gibi laflar ediyorum ama elimde somut hiçbir bilgi olmayınca, yargı da bunlardan, her yeri ellerine geçirdiler, adamlar gizli gizli çalıyorlar, diyeceğim de buna kendim bile inanmıyorum.
– Seçim oluyor, bilgisayar başında oy çoğaltıyorlar diyorum, ama her mahallede çıkan ve kendi gözlerimle gördüğüm oy oranları ülke geneline ışık tutuyor ve benim dilim lal oluyor, dayanamıyorum.
– Elimi vicdanıma koyacağım, vicdanımın nerede olduğunu bulamıyorum, olmayan bir vicdana el konulmaz deyip, kadeh tokuştururken içim kan ağlıyor.
– Ben de Müslüman’ım diyorum ama İslam’ın hiçbir kuralı hoşuma gitmiyor.
– Ben acayip özgürlük yanlısıyım ama benden başkasına verilen özgürlüğü görünce besmele görmüş şeytan gibi oluyorum.
Alın size bir muhalifin iç sesi. Onlar diyemiyor bari ben diyeyim.
mustafasus@hotmail.com
www.mustafasus.com
 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir