LİDER KILIÇDAROĞLU GİBİ OLMALI!


LİDER KILIÇDAROĞLU GİBİ OLMALI!

İnsanları etkilemek çok zor bir iş. Hele kitleleri peşinden sürüklemek.

Lider olmak yani!

Şöyle kaşlarını hafif kararttığın zaman karşındaki herkesin tir tir titremesi lazım.

Sen, “kalk gidiyoruz” demene bile gerek kalmadan, ne diyeceğini anında kestirmesi lazım etrafındakilerin ve ağzından söz çıkmadan, onlar sefere çıkmış olsun.

Sen konuşurken susmalı herkes, ağzından çıkacak her kelime altın değeri taşımalı, herkes senin ağzına bakmalı mesela!

Rakiplerin senin konuşacağın günden nefret etmeli.

Senin alacağın kararlar deprem etkisi yaratmalı, yer yerinden oynamalı!

Türkiye uzun yıllardır lidersizlik çekiyor ve bu acıyı iliklerine kadar hissediyordu!

Ne zamana kadar?

SSK’da büyük başarılar elde etmiş, Kağıttepelerde eski ayakkabılarla çamur deryalarını aşmış, villaların havuzunda iktidar boğma savaşı verirken kendi yaptırdığı havuza düşmüş, birkaç pespaye yazarın gazına galip, katakulli ile koltuk kapmış, Gahindi Kemal piyasaya çıkana, meydanlara inene kadar!

Bir liderde olması gereken tüm özellikleri barındıran bir adam!

Doğuştan olmasa da, sağdan soldan aldığı telkinlerle kürsüye çıkıp esip gürleyen adam!

Her şeyi çakma da olsa, taklit de olsa, o yapar da ben yapamam mı? Gaz uçar da Laz uçamaz mı? Felsefesiyle hareket ediyor da olsa, lider işte! Adı üstünde!

Fakir sofralarında kur(amadığı)duğu bağdaşın göze nahoş görünmesine bakmayın, samimi bulmadık falan da demeyin, dini bilgilerinin yoksunluğu yüzünden kaç kişi bir sözün, ayet mi, hadis mi, özlü söz mü olduğunu öğrendi onun yüzünden!

Şimdilerde dış politikaya merak saldı.

Ağzını doldurup, ileri düzeydeki hitabet yeteneğiyle birlikte, ileri düzeydeki liderliğini de eklemleyerek buna, dışişleri bakanına esti gürledi!

Öyle laflar etti ki, herkes ürperdi, tamam işte budur ülkeyi bekleyen lider, sesleri yükseldi!

Okumadığı kitabı beğenmeyecek kadar da kendinden emin olan bu şahıs, ülkenin tüm dış politikasını gözden geçirmemize yetecek kadar hükümete, ayağını denk al, dedi.

Birikimi olmadığına, çapı olmadığına, bir şeylerden anlamadığına bakmayın siz!

Lider her şeyi bilmek, her şeyi okumak, her konuda fikir sahibi olmak zorunda değil!

Gürlediği zaman arş-ı alayı titretiyor mu siz ona bakın!

Baktık!

Üşenmedik, dinledik de üstelik!

Belki bir yerlerde işlediğimiz günahın kefaretiydi, belki verilmeyen sadakalarımızın tortusuydu, böyle bir lidere katlanma cezamızı çekecektik, çekiyoruz!

Gündemde kalabilmek için, insanlar, liderler daha çok, içi dolu laflar etmeliymiş? Kim demiş?

Adam gündemde kalmayı başarıyor işte!

Çoğuna gülünç de gelse, kendi tarafı, etrafındakilere bile “yok artık” dedirtse bile, gündemde kalıyor!

Nasıl mı?

Hakaret ederek, küfrederek, ağzından çıkanı kulağı duymayan sözler ederek. Kime?

Davutoğlu’na! Davutoğlu kim?  Dışişleri Bakanı!

Birileri artık bu adama bi’şey demeli.

Mesela: Yiğidim hele bi soluklan! gibi!

Yoksa dağ gibi bir çınar yıkılıp gidecek, göz göre göre!

mustafasus@hotmail.com

www.mustafasus.com


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir