Seni parçalanırken görmüşler, parçalarken hayallerini, boş yere kendini parçaladığını görmüşler. Farkında değilmişsin hiçbir şeyin, kendini paraladığının farkında değilmişsin.

Kendine iyilik etmeye başladığını gören olmamış, kendi gemine fora dediğini duyan olmamış, gün geçtikçe birbirini kovalamış hayal kırıklıkların.

Beslendiğin damarları kurutma zamanın gelmiş aslında, aslında boğup atmak istiyormuşsun gibi seni boğum boğum eden hevesleri.

Karnına yediği tekmeyle iki büklüm olan insanların acısıyla kıvrandığını görenler olmuş.

Duyanlar kulaklarını kapatmış, görenler gözlerini, yitip gitmiş ne kadar insan varsa çevrende. Hissedenler alıp gitmişler başlarını.

Tek başına meydan okumaların başlamış diyorlar.

Tutunmaya, sil baştan yaşamaya başladığını sezenler olmuş.

Yol verdiğini görmüşler yoldan çıkanlar. Yola girmeyeceğini görenlerin yalancısıyım ben de.

Nefesini kesen ne varsa itmişsin bir kenara, nefes almaya başladığını bizzat idrak etmişler.

Çekilmişsin derin sulardan, elini eteğini çekmişsin beynini sulandıran her şeyden.

Kafa karışıklığı iyi gelmiş sana, öğrenmişsin artık samimiyetsizlikleri, öteleyenleri, ötelediklerinin değersizliklerini.

Bir arada yaşamaz olmuş hüzünler seninle. Hüzünleri gark etmişsin bulutların sinesine, bulutlar kime ağlarsa ağlasınmış artık.

Hani tam içinden geldiği şekliyle gülmeye başlamışken, bir iki çift laf da etmeden geç artık.

Geç ki, geçenlerde kalmasın izin, geçenler unutup gitsinler varlığını, varlıklı bir halde dön artık kendine. Kendi yoğunluğunu kendi içinde yaşayarak.

Boyu henüz uzamamış bir fidana bağlayıp yağlı urganı sonra başına geçiren, elinde su kabıyla fidanı büyüten ve kendi ölümünü kendi elleriyle çoğaltan karikatür resmi gibi büyüt kendi ellerinle kendi geleceğini.

Geleceğe bel bağla, ufuktan ayırma gözlerini, su almış gemi sana ne, batıyormuş gün geçtikçe, aldırma!

Her gün bakıp kırılmış kollarına iyileştiremezsin kırığı. Vitaminlerle destekle sağlığını, sağlıklı insanın çabuk iyileşir kırıkları.

Sen gemiyi ayırma hedefinden, su almayı bırakır gemi, hızlandıkça daha çok yaklaşırsın, batmadan kurtarırsın belki gemiyi, geleceğini.

Gemiden atlamak isteyen mi var? Hiç bekletme, yol ver gitmek isteyene. Sende kalmayı yük görenlere yol ver, belki yüzme bilmiyorlar, düşerler, boğulurlar diye dert etmekten vazgeçip gönder istedikleri yere.

Herkes memnun değil nasılsa halinden, sendeyken de değil, gidince de değil, bari sen vesile olma memnuniyetsizliklerine.

Şöyle bir kuş gibi havalan, yükseldikçe daha net görürsün kendini, seyre dal uzun uzun. Zamanı çevirerek lehine zamanla yarışmadan hükmet zamana.

Seni rüyadayken görsünler bir de. Gülümserken. Tersi mümkün değilken görsünler.

Uyanıp başlayacaksın nasılsa yeniden çaresizliklerine…

mustafasus@hotmail.com

{fcomment}


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir