18. YILDA AK PARTİ VE BİZ
18. YILDA AK PARTİ VE BİZ!
Ak Parti kurulduğunda sağıma soluma bakınmadan,
”Ben de varım, benim olmadığım yerde kimse yoktur.”
diyerek Reis’in yanında olmaya söz vermiştim.
Tek kırmızı çizgim, Millî Görüş idi. Neydi o felsefe?
Millî sanayi hamleleri,
Yerli silah,
Yerli tarım,
Adalet,
Kalkınma,
İnsanca yaşam,
Müreffeh Türkiye,
Yeniden Büyük TÜRKİYE!
Dünyaya sözünü duyuran Türkiye!
Mazlumların umudu olan Türkiye,
Dünyadaki Müslümanların her şart ve koşulda yanında olan Türkiye!
Değerlerimize göre Millî Eğitim,
Millî kültürümüzü canlandırma,
Liyakat esaslı, kul hakkı yemeyen yöneticiler,
Ben değil biz esaslı hareket tarzı,
İmam Hatiplerin yeniden hayat bulması,
Kuran’ı Kerim’in öğretilmesi yönündeki engellerin ortadan kaldırılması,
Başörtüsüne özgürlük!
Bizim gibi düşünmeyen insanların hayat tarzına müdahale etmeme!
Yollar, köprüler, barajlar, havalimanları inşası!
Türkiye’yi bölmeye ve Amerika’ya teslim etmeye çalışan herkesin yerle yeksan edilmesi,
Oyun kuran, kurulan oyunları bozan tam bağımsız Türkiye,
Yahudilerin ülkemizdeki faaliyetlerine dur demek,
Pensilvanya ayısının ve ona benzer cemaat yapılanmalarının ifşa edilmesi ve onlara tanınan imtiyazlara son verilmesi!
Milletvekilleri, teşkilat başkanları ve belediye başkanlarının dik durması ve bunların Müslümanlar aleyhine yapılan algılar konusunda seslerini yükseltmeleri,
İnanmayan ama bir davası olanlardan daha keskin, daha yetkin olmaları…
Üst düzey bürokrat atarken ya da bakan seçiminde bizim değerlerimize uzak kimselerin asla koltuk sahibi olmamaları!
Haksızlığa uğrayan kim varsa onun da yanında olmak…
——–
Şöyle uzaktan baktığımızda isteyen yakından da bakabilir,
Bu saydıklarımın yüzde sekseni 18 yılda şükürler olsun gerçekleşti!
Emeği geçenlerden, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkesten Allah razı olsun.
Yüzde yirmisine bakarak hâlâ Reis’e laf sokmaya çalışan ve aynı zamanda bizden olanlara da Allah’tan şifa dilerim…
—-
Gerçekleşmeyen şeyler de oldu onlara da yüzde yirmi diyelim.
Gerçekleşmeyen şeylere baktığımızda bunların sorumlusu gittikçe büyüyen bir partiye sağdan soldan bulaşan, bulaşık tiplerdir!
Dünyanın en fazla üyesine sahip bir partinin içinde tabi ki çarık çürük tipler olacaktır bu çok olağandır.
Ama Millî Görüş gibi kutsal bir davaya gönül verenler bu çürük tipleri bünyeden atmak zorundadır.
Ak Parti ciddi anlamda terlemeli ve toksinleri dışarı atmalı.
İsterseniz Türkiye’yi uçurun bu içimizdeki çürükleri temizlemeden İstanbul’u, Ankara’yı kaybettiğimiz gibi Kayseri’yi, Konya’yı bile kaybederiz.
Kim bu çürük tipler? Biraz da buna kafa yoralım!
Ya da cesaretiniz var mı kafa yormaya?
Birkaç günah keçisi bulup onlara abanmaya ve vicdan olarak rahatlamaya çalışacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz!
Evet kim çürük tipler?
Sen, ben, o!
Biz, siz, onlar!
Hepimiz iktidar sarhoşu olduk, gevşedik bu bir.
Reis nasılsa bu işi toparlar dedik her seçimde yan gelip yattık.
Burnumuzdan kıl aldırmadık!
Kibir aldı başını gitti!
En müslümanımız bile torpil aramak için çalmadığı kapı bırakmadı.
Diğerlerinin algısına hizmet ettik,
Soğan patates derdine düştük,
Çevre kirliliğine zararı olan poşeti sorun ettik,
Diğerleri kendi liderlerinin en rezil hallerine şahit olduğu halde hiçbir şekilde liderlerini eleştirmezken biz güya Doğrucu Davut gibi seçim önceleri kendi yöneticilerimizi eleştiri yağmuruna tuttuk!
Yapılan yanlışa karşı çıkmakla; olur olmaz her şeyi eleştirmenin farkını fark edemedik.
İşçi bulma kurumunun torpilli atamaları, bizden olsun da kim olursa olsun anlayışları bizi rahatsız etmedi.
Mülakat sistemini elimize yüzümüze bulaştırıp epey düşman kazandık.
Yek ekmeğe muhtaç gibi her sene zam isteyerek devletin fakirlere istihdam sağlamasının önüne geçtik.
Devlet kurumlarında hiç iş yapmadan maaş alanları dert etmedik.
Üst düzey bürokratların devlet gücünü kullanarak beleşçiliği bizleri rahatsız etmedi.
Bedava kitap olayına, emekli ikramiyelerine eşitsizlik anlamında karşı çıkmadık.
Zengin çocuğu da bedava kitap aldı, Türkiye’nin en zengin emeklisi de ikramiye aldı.
Cenaze ve düğünlerde boy göstermeyi parti çalışması zannettik!
Nitelikli iş yapıp göz dolduran insanlar, birileri tarafından görevden alınırken gıkımız çıkmadı.
Bizim değerlerimize aykırı birileri iş başına gelince salağa yattık.
Fitne, fesat çıkaran, çalışma barışını bozan insanları, sırf iyi çalışıyor diye destekledik!
Kapımıza gelen, birilerinin referansı ile geldiyse ayakta karşıladık, kimi kimsesi olmayana randevu bile vermedik.
Muhafazakar Sivil Toplum Kuruluşlarına bize bir faydası olacaksa destek verdik yoksa bırakın destek vermeyi onlardan uzak durduk.
Milletvekili, Belediye başkanı ve teşkilat başkanlarına önce ateş püskürtüp onlar iş başına gelince onlarla birlikte fotoğraf karesine girmekten çekinmedik. Dolayısıyla onlar da kendilerini başarılı saydılar kuru kalabalığa bakıp hatta halkın içinde zannettiler kendilerini.
Torpille iş yapmayı,
Biz yaparsak mübah, başkası yaparsa haram zannettik.
Doğru söylenenleri yanımızdan uzaklaştırıp bizi pohpohlayanları başımıza taç ettik.
Sürekli yanlış yaptığımız halde bize duruşu ile uzak duranlara aba altından sopa gösterdik ve bunu da kimse anlayamaz sandık.
Bize oy vermeyenlere nankör dedik ama yapıp ettiklerimiz yüzünden bizden soğuduklarını idrak edemedik ya da idrak etmek işimize gelmedi.
Reis baştan aşağı tüm sistemi revize etsin, Ak Parti fabrika ayarlarına dönsün dedik ama kendimiz diktiğimiz kibir binasını onca emek verdiğimiz için yıkmayı göze alamadık.
Tüm millete ait olan devlet kurumlarını sadece bizim zannederek oralarda astığım astık kestiğim kestik dedik.
Kendimize has değerlerimizden hızla uzaklaşıp batılı yaşam tarzına anında adapte olup Ak Partiyi değerlerimizden uzaklaşıyor diye eleştirdik.
Çocuklarımıza batılı yaşam tarzını dikte ederek yetiştirip onların sadece sınavlarda başarılı olmalarını isteyerek onlara dava şuuru aşılamadık.
Çok kazanmanın yolunu ararken helâl kazanmanın yollarını kapattık.
Şehirler ve köyler beton yığını haline gelirken sadece bize faydasından ötürü ses etmedik.
Örneklerin kalanını da siz çoğaltın ama iğneyi kendimize batırarak…
Biz davamıza sahip çıkarsak daha fazla nice yaşlara ereriz inşallah .
M’S